YKS HAZIRLIK İÇİN AÇIK LİSEYE GEÇMEK MANTIK LI MI?

“Son yıllarda artan bir şekilde özellikle 11. Sınıf öğrencileri YKS’ye hazırlanmak amacıyla yılsonunda açık liseye geçiyorlar. Öğrenciler neden bunu istiyor? Açık Liseye  geçmenin Üniversite Sınavına hazırlığa katkısı ne?” sorularına cevap veren Ahmet Yapar, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Aslında açık lisenin ilk oluşturulma mantığı, öğrenimine uzun süre ara veren insanların okula gitmeden lise bitirme sistemidir. Daha sonra başarısızlık ya da disiplin sorunları nedeniyle okuldan uzaklaştırılan öğrencilerin devam ettiği bir öğretim şekli oldu. Son yıllarda öğrenci sayısının artmasına bağlı olarak Orta Okuldan liseye geçiş sınavlarında istedikleri okula yerleşemeyen öğrencilerin açık liselere yerleştirildiklerini gördük. Son dört yıldır ise öğrencilerin LGS sınavında kazanmak için çok emek verdikleri Niteli Anadolu Lisesi ve hatta Fen Liselerinden bile açık liseye geçişler gerçekleşiyor. Kolejlerden de öğrencilerin açık liseye geçmeye başladıklarını duymaktayız.
Zaman açısından değerlendirme;
Türkiye de öğrenciler sabah 08.00-08.30 arasında başlayıpöğleden sonra 15.10-16.00 arasında biten günlük yaklaşık 8 saatini okullarda geçiriyorlar. Gece 24.00 da öğrencinin günü tamamladığı düşünülürse 16 saatlik günlük aktivitenin yarısına karşılık geliyor bu zaman dilimi. Dolayısıyla kendilerine kalan yaklaşık 8 saatte kişisel ihtiyaçlarını karşılayıp, dinlenip, sosyal aktivitelerini yapıp, ailesiyle zaman geçirip, ders çalışarak eksikliklerini tamamlaması gerekiyor. Açık liseye geçtiğinde ise öğrenciler bu 16 saatin tamamını planlama imkanı bulabiliyor.
Öğretim açısından değerlendirme;
Öğrenciler 12. sınıfta bir yandan sınava hazırlanırken bir yandan da okullarında yazılı baskısı altında kalıyor. Ayrıca sınavla çokta ilgili olmayan dersleri gördükleri de bir gerçek. Sayısal alandan sınava hazırlanan öğrenciler Edebiyat ve 12. Sınıf Tarih dersi görüyorlar. Ayrıca gerçekten özverili olup YKS merkezli ders anlatıp, öğrencilerin sorularının çözümünde yardımcı olan öğretmenler olduğu gibi,olmayanlarında olduğu da öğrenciler tarafından dile getiriliyor. Dolayısıyla okulda geçirilen zaman dilimini,öğrenciler zaman kaybı olarak görmeye başlamışlar.
Risk açısından değerlendirme;
Açık liseye geçen öğrencilerin en büyük riski kendileriyle baş başa kalmalarıdır. Okul, isteseler de istemeseler de zamanlarını planlama noktasında bir güç olarak her zaman vardı. Okulun olmadığı, haliyle sabah kalkmanın zorunlu olmadığı bir açık lisede öğrenci, kendi planlamasını çok iyi yapıp okul varmış gibi kalkıp hazırlık süreci boyunca bunu devam ettirmelidir. Yoksa zaman plansızlığı günlük 16 saatinin heba olmasına neden olabilir. Diğer bir risk iseöğrenme faaliyetini nasıl yapacakları sorusudur? Öğrencileryıllardır hazırlık sürecince dershaneye giderek ve özel ders alarak bilgi eksiklerini tamamlamaya çalışırlar. Ancak son dönmemde koçluğunu yaptığım öğrencilerden gelen en büyük talep, okul ya da dershaneye gitmeden,  öğretim açısından mümkün olduğu kadar diğer öğrencilerden izole olup hazırlık sürecini geçirmek istemeleridir. Bu konuda, ders anlatımında gerçekten çok fazla alternatifin olduğu Youtube tan faydalanıp, gerekli görüldüğünde diğer dijital programlarla ders eksiklerini tamamlayıp çalışmaktalar. Dolayısıyla 12-15 ay süren üniversite sınavına hazırlık sürecinde diğer öğrencilerin stresleri ve buna bağlı ders bırakmalarını görüp olumsuz etkilenmekten kendilerini korumuş oldular. Bu yöntemle de başarı yakalayan oldukça fazla öğrenci oldu. Sonuçta açık liseye geçmek isteyen öğrencinin önce kendisini, sonra okulunu ve nihayetinde nasıl bir hazırlık süreci geçireceğini belirleyip bunları düşünerek karar vermesi başarılı olması için temel gerekliliktir…”