İYİ Parti Kayseri İl Başkanı Sebati Ataman, koronavirüs salgını ile ilgili ülkeninin geldiği noktadan sorumlu olanlara tepki göstererek, “Bu bela son bulsun diliyoruz da, şu gerçekler ile yüzleşmemiz de gerekiyor; maalesef Covid belasında Avrupa’da birinci, Dünyada ise ikinci sıradayız. Vicdanınız rahat mı?” diye sordu.

Koronavirüs salgını il ilgili sorumlu kişilerin salgının bu duruma gelmesine neden olduklarını belirten Ataman, şu açıklamayı yaptı;

Sayın Dr. İsmail Tamer’den sonra Sayın Dr. Memduh Büyükkılıç’ın da Covid-19 testinin pozitif olduğunu öğrendim. Sayın Büyükkılıç’a geçmiş olsun dileklerimi sunarken, en kısa zamanda sağlığına kavuşmasını ve görevinin başına dönmesini temenni ederim…

Bu bela son bulsun diliyoruz da, şu gerçekler ile yüzleşmemiz de gerekiyor; maalesef Covid belasında Avrupa’da birinci, Dünyada ise ikinci sıradayız.

Bugün 8 Nisan ve vaka sayısı 55.941, bugün kaybettiğimiz can sayısı 258, toplam kaybettiğimiz can sayısı OTUZ ÜÇ BİN İKİYÜZBİR…

Yani, otuzüçbin evde ölüm acısı yaşandı, kiminin babası, kiminin annesi, kiminin gözbebeği evladını kaybettiği otuzüçbin ev…

Şüphesiz ki her can, her insan değerlidir, yaşadığımız bu kabus dolu günlerde can siparane çalışan, hayatını hiçe sayan sağlık personelimizden de 400’e yakın can verdik…

Salgın ile mücadelede zaten sınıfta kalan devlet yönetimi, salgının ve can kaybının artmasında “lebalep” doldurmak ile övündükleri kongrelerin, bu kongreye gidiş ve dönüşte yaşananların, bunlara göz yuman devlet görevlilerinin, hiç mi sorumluluğu yok… Bu kongrelere gidenlerden kaç kişi hastalandı veya hayatını kaybetti veya temas ederek kimlere bulaştırdılar, hayatlarını kaybetmelerine neden oldular hiç düşündünüz mü? Türk Tabipler Birliği’nin açıklamasında olduğu gibi, “yanlış politikalar, sosyal cinayet” tir. Siz yetkililere soruyorum, hiç mi kendinizi sorumlu hissetmiyorsunuz?

16 yaşında bir çocuğa maske yüzünden ceza keserken, lebalep kongrelere gözlerini kapatan, adeta 3 maymunu oynayanlar hiç mi kendi içinizde muhasebe yapmıyorsunuz? Sayın Bilim Kurulu üyeleri, sayın bakan, sizler bilim adamısınız, doktorsunuz, Hipokrat yemini etmiş insanlarsınız, neden tek bir adamın 2 dudağı arasına sıkışıyorsunuz, neden yanlış yapıyorsunuz demiyor, diyemiyorsunuz?  Bugün bu ağır tabloda hiç mi sizin suskunluğunuzun payı yok, susarak bu vebale ortak olduğunuzu hiç mi düşünmüyorsunuz?

Lütfen ama lütfen bir kez , ama bir kez “evet hatalıyız, hata yaptık” deyin. İnanın ki bir nebze de olsa içiniz de vicdanınız da rahatlar…”