ÖZHASEKİ: KILIÇDAROĞLU HEPSE GİRMESİN DERİM
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz gün paylaştığı videodaki “beni hapse atmak istiyorlar” sözlerine ilişkin, “Bana, ‘Kılıçdaroğlu hapse girsin mi girmesin mi?’ diye sorsalar, ben yüzde yüz ‘hapse girmesin’ derim. Biz böyle bir zatı nerden bulacağız? Arasak bunun gibisini bulamayız” değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, BENGÜTÜRK TV’de Cem Açıkgöz’ün gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
“Ana muhalefet Türkiye’nin hayrına projelere hep karşı çıktı”
Ana muhalefetin Türkiye için iyi olan hiçbir büyük projeyi desteklemediğinin altını çizen Özhaseki, “Ana muhalefet Türkiye’de iyi, hayırlı olan hangi büyük projeyi destekledi şimdiye kadar ki Kanal İstanbul’u desteklesin? Ben geçenlerde merak ettim, arkadaşlarla çalıştım. CHP, Türkiye’de 20’ye yakın büyük projenin her birine laf söylemiş. Mesele GAP yapılıyor sol partiler karşılar. Keban için ‘kurbağalara göl yapılıyor’ demişler. Ama takdiri ilahi Keban’ın açılışı Ecevit’e nasip oldu. Boğaz Köprüsü yapılıyor, ‘bu köprü yıkılır’ demişler. Vatan Caddesi’ne ‘buraya uçak mı inecek’ demişler. Sabiha Gökçen yapılırken Kılıçdaroğlu, ‘oraya uçak inmez çıkmaz’ diyordu ben hatırlıyorum. Marmaray yapılıyor ‘tünellere su dolar depremi tetikler’ deniliyor. Avrasya yapılıyor ‘oradan araç geçmez’ diyorlar. İstanbul Havalimanı yapılırken aynı şekilde. Yani bizim bildiğimiz Sol, hiç değişmedi Türkiye’de. Türkiye’nin hayrına projelere hep karşı çıktılar. Şimdi de Kanal İstanbul’a karşı çıkıyorlar.” diye konuştu.
“İdeolojik bir kamplaşmayla hareket ediliyor”
Kanal İstanbul konusundaki tartışmalarla ilgili Özhaseki, ideolojik bir kamplaşmayla hareket edildiğini söyledi. Özhaseki, Kanal İstanbul hakkındaki olumsuz söylemlerin, ideolojik bir kamplaşmadan kaynaklandığını ise şu sözlerle ifade etti:
“Cumhurbaşkanımız yaklaşık 10 yıl kadar önce açıkladı bu projeyi. Orada 51’den fazla disiplinde 200’ü aşkın bilim insanı görev aldı. Yani bunun çevreye etkisini inceledi. Binlerce sayfa rapor var. Yüzlerde jeolojik etüt yapıldı orada. Bilim insanları tarafından çevreye hiçbir zararı olmadığı ifade edildi. Bazı çevreler, İstanbul depremini tetikler diye hayret verici şeyler söylüyorlar. Denizin kilometrelerce altındaki bir derinlikte olan şeyi nasıl oluyor da apartman çukuru kadar yer tetikliyor? İdeolojik bir kamplaşmayla hareket ediliyor diye düşünüyorum.”
“Bizim muhalefet; Türkiye rahatlamasın, bir siyasi kriz çıksın bundan da biz nemalanalım istiyor”
Kanal İstanbul projesinde Katar ile yapılan anlaşmayla ilgili tartışmalara açıklık getiren Özhaseki, “Katar’dan kredi geldiğinde ya da anlaşmalar yapıldığında Türkiye’nin ya da Türk milletinin aleyhine bir şey varsa hep beraber ayağa kalkalım. Ama orada Batı’nın bizi boğmak istediği noktada bir nefes alma imkanı doğarsa neden karşı çıkalım ki? Almanya’dan kredi alınmasına karşı çıkmıyordunuz, Amerika, İngiltere, Fransa’yla veya Avrupa’nın güçlü ülkeleriyle yapılan anlaşmalara ses çıkarmıyordunuz. O zamanlar tek kelime etmiyordunuz. Katar olunca ne oldu? Katar özellikle ABD’nin güdümüne girmedi. Körfez ülkeleri, ABD’nin güdümüne girdi. Birleşik Arap Emirlikleri’nin yaptıklarını, özellikle de ihtilal gecesi girdiği rolü hepimiz biliyoruz. Ama Katar, ‘Türkiye bizim kardeşimiz’ dedi ve her konuda yardımcı olmaya devam ediyorlar. Neden buna karşı çıkalım ki? Aslında bizim muhalefet, ‘Türkiye rahatlamasın istiyor. Bir siyasi kriz çıksın, bundan da biz nemalanalım’ diyorlar. Fırsatçı bir havaları var.” dedi.
“Siyasi partiler, terörle arasına mesafe koymak zorundadır”
Bir süredir gündemi meşgul eden HDP’ye yönelik kapatma davasıyla ilgili soruya Özhaseki, “Haliyle kapatma işi yargının işi bizim ona müdahale edecek halimiz yok. Ortada iddianame var, Anayasa Mahkemesi bakacak kararı verecek. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde Anayasa ve kanunlara göre kurulmuş olan ne kadar parti, dernek, vakıf vs. varsa yasalara uymak zorundadır. Kesinlikle bunlar terörle arasına mesafe koymak zorundadırlar. İstediklerini konuşabilirler, faaliyette bulunabilirler özgürler, bunlara kimse mani olmuyor ama yapacakları her şeyi demokratik ve hukuk kuralları içerisinde olması lazım.” ifadelerini kullandı.
“HDP binaları adeta dağ adam götürme personel müdürlüğü haline geldi”
HDP yöneticileri hakkında hazırlanan iddianame hakkında değerlendirmede bulunan Özhaseki, “Ben iddianameyi inceledim. Şunlar vardı: HDP yöneticileri terörist cenazelerine katıldılar. Evet, doğru. Parti binalarında ele geçen örgüt dokümanları var, evet. HDP binaları teröristlerin buluşma noktası haline geldi. Evet, bu da doğru, HDP binaları adeta dağ adam götürme personel müdürlüğü haline geldi. Diyarbakır’da anneler, HDP binaları önünde oturuyor, neden? Çünkü çocukları oradan dağa götürülmüş. HDP yöneticileri, PKK’ya bir kez olsun terör örgütü diyemediler. Mecliste defalarca da şahit oldum. Dedikleri şu; ‘biz çatışmaya karşıyız, her iki taraf da silah bıraksın, barış olsun’. Allah Allah iki taraf derken neyi kastediyorlar? Bir tarafta evlatlarımızın katili teröristler, karşısına Türk Silahlı Kuvvetlerimizi, askerlerimizi ve polislerimizi koydukları konuma bakar mısınız? Çünkü PKK’ya laf söylerlerse biliyorlar ki çok dayak yerler. Öbür seçime bunları milletvekili de koymazlar, hepsi farkında. Diğer bir madde HDP’li yöneticiler, PKK’nın talimatıyla hareket ediyorlar. Evet, herkes biliyor bunu zaten. Hiçbir zaman da devletin yanında yer almıyorlar ve TSK’nin oradaki operasyonlarını da adeta şiddeti artırmaya yönelik bir unsur gibi gösterme gayretleri sürüyor. Teröristleri öven konuşmaları var. Şimdi terörle bu kadar içli dışlı olan bir parti elbette yaşamamalı bana göre. HDP, resmen PKK’nın bir siyasi uzantısıdır.” dedi.
“Ana muhalefet yalan söylemekte hiçbir beis görmüyor”
Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz gün evinden paylaştığı videoda “beni hapse atmak istiyorlar” sözlerine ilişkin yorumu sorulan Özhaseki, “Bana, Kılıçdaroğlu hapse girsin mi girmesin mi diye sorsalar. Ben yüzde yüz hapse girmesin derim. Biz böyle bir zatı nerden bulacağız? Arasak bunun gibisini bulamayız. CHP’nin son dönemde iki özel stratejisi var: Birincisi yalanlar üzerine kurulu bir dünya, algı operasyonu. Gerçeklik ayrı, millete verdikleri imaj ayrı. Yalan söylemekte hiçbir beis görmüyorlar. İkinci stratejileri de, Recep Tayyip Erdoğan gitsin, Cumhur İttifakı gitsin, ne olursa olsun. Peki, Cumhur İttifakı gitti diyelim, demokratik bir ülkede yaşıyoruz neticede saygı duyuyoruz. Ama siz ne yapacaksınız? Millet sizi seviyor mu? Hayır. O kadar yıldır muhalefetsiniz oyunuz artıyor mu? Hayır. Peki, iktidara gelirseniz bir hazırlığınız var mı? Hayır. Kimlerle bir araya geleceksiniz? İP’i gösteriyorlar, anladık. Bir de söyleyemedikleri, utandıkları bir parti var, HDP. Hatta bir ara Bakanlık bölüşmeye kadar gittiler. Birkaç adama yeni ve eski Milletvekillerine vazife verdiler “ne var yani bunda HDP’ye de Bakanlık verilsin” dediler. Ne vereceklerdi? İçişleri, Milli Savunma uygun mu size? Yani böyle bir rezillikle karşı karşıyayız.” diye kaydetti.
“Söylediklerinin tam tersini yapan bir anlayışla karşı karşıyayız”
CHP’li belediyelerin bugüne kadar kayda değer hizmet yapmadığını vurgulayan Özhaseki, “Şu net tespitleri yapmak lazım: İki buçuk seneye yaklaştı, sürelerinin yarısı doldu neredeyse bilen varsa bana da söylesin tek bir yerde taş üstüne taş koydular mı? Şu hizmeti yaptık desinler. Geçenlerde bir heykel açılışı vardı yine. Sonra bir yerde tek katlı bir kreşin başında 15 tane adam dizilmişlerdi, onun da temelini atıyorlardı. Niyetlenmişler bir işe. Koca koca İstanbul, Ankara, Adana, Antalya, Mersin belediyeleri el insaf ya ne olur çıkıp desinler ki şu işi yaptık. Bende vaatleri var. Ankara’daki diyor ki ‘58 km ben buraya metro yapacağım’. İstanbul’daki diyor ki, ‘ulaşımı ucuzlaştıracağım’. Hangisini yaptılar? Hiçbirisi. Ama yine tabii CHP’nin stratejisi sürüyor, algı. Seçim öncesi bu arkadaşlar dediler ki, İstanbul ve Ankara’da öyle öz gelirler var ki paraya ihtiyacı yok buraların. Devletten para istemeyiz. Peki, İstanbul ne yapmış? İki sene içerisinde 19,5 milyar liralık borçlanma yetkisi almış. Ankara’da 3,5 milyar civarında. Peki, kardeşim 25 sene boyunca İstanbul Büyükşehir Belediyesi ne kadar borçlanmış? 23 milyar lira. Daha bitmedi. Seçimden önce dediler ki, ‘hiçbir işçiyi atmayacağız, emekçinin alın terine saygı duyacağız.’ İstanbul’da işten atılan 11.706 kişi. Yanına Ankara’yı, Adana, Antalya, Mersin koydun mu oluyor 20 bin kişi ekmeğinden edildi. Hadi deseler “çok kişi almışsınız siz, işçi çok ondan çıkardık’ ancak İstanbul’da 18 bin kişi işe aldılar, Ankara’da 4.500 kişiyi aldılar. Aldıklarını da paylaşarak alıyorlar, 35 CHP’li olacak, 15 İP’li olacak, 15 HDP’li olacak. Söylediklerinin tam tersini yapan bir anlayışla karşı karşıyayız.” dedi.