DURSUN ATAŞ’TAN AK PARTİ’YE MKE TEPKİSİ

İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş,  Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi Hakkında Kanun Teklifi üzerine parti grubu adına söz aldı. “Görüşülen kanun teklifi ülkemiz için hayati öneme sahip Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumunun yapısını ve statüsünü değiştirmeyi amaçlamaktadır” diyen Ataş, “Cumhuriyetimizin değerleri olan fabrikaların, bankaların, limanların, santrallerin, kamu iktisadi teşebbüslerinin nasıl, önce şirketleştirip sonra da satıldığını bilmekteyiz; Komisyonda da bu itirazımızı dile getirdik” dedi. 
BÖYLESİNE ÖNEMLİ BİR KURUMUN ŞİRKETLEŞMESİ HATALI 
Ataş, “Bir kamu iktisadi teşebbüsü olan Makine Kimyanın KİT statüsünden çıkarılıp Türk Ticaret Kanunu kapsamında kamu anonim şirketine dönüştürülmesi istenilmektedir. Türk savunma sanayisinin temelini oluşturan Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu Fatih Sultan Mehmet tarafından kurdurulan top dökümhanesine dayanmaktadır. Makine ve Kimya, 15’inci yüzyıldan beri Türk milletine ve Türk Silahlı Kuvvetlerine hizmet etmektedir. Böylesine köklü bir kurum olan Makine ve Kimya, Türk Silahlı Kuvvetlerinin her türlü silah, mühimmat, roket, araç gereç ihtiyaçlarını karşılamakla görevli olan kritik öneme sahip bir kurumdur. Böylesine önemli bir kurumun şirketleşmesinin hatalı olduğunu düşünmekteyiz. Özellikle Kurumun geleceği ve orada çalışan emekçilerin durumu bizleri endişelendirmektedir. Cumhuriyetimizin değerleri olan fabrikaların, bankaların, limanların, santrallerin, kamu iktisadi teşebbüslerinin nasıl, önce şirketleştirip sonra da satıldığını bilmekteyiz; Komisyonda da bu itirazımızı dile getirdik. Bu yüzden, teklife özelleştirme yapılamayacağına dair bir madde eklendi ancak bu eklenen madde endişelerimizi tam anlamıyla giderememiştir” şeklinde konuştu. AK Parti’nin kar eden kuruluşları özelleştirerek, sattığını dile getiren İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, bu konuda dikkat çeken örnekler de sıraladı.
SATTIKLARINIZIN BU ÜLKEYE MALİYETİNİ ANLATMAYA DEĞİL ON DAKİKA, ON GÜN BİLE YETMEZ
“ Zaman kısa, sattıklarınızın bu ülkeye maliyetini anlatmaya değil on dakika, on gün bile yetmez” ifadeleri ile dikkat çeken Ataş, milletin AKP’ye güdeninin kalmadığını dile getirdi. Ataş, şunları söyledi:  Biz, AK Parti’nin ne söylediğinden ziyade, ne yaptığına bakıyoruz. AK Parti ne yaptı? Tank Palet Fabrikasını 50 milyon dolar için sattı; satın alan yandaş şirket Tank Palete 50 milyon dolar koyup 3 milyar dolar kazanacak. AKP ne yaptı? TELEKOM’u sattı; satın alan kişi arkasında 4,7 milyar dolar borç bırakarak Türkiye'yi terk edip gitti. TELEKOM üzerinden milyarlarca dolar vurgun yapan bu kişiyi Türkiye'ye gelişinde Cumhurbaşkanı karşıladı. Muhalefet olarak “İktidara geldiğimizde Kanal İstanbul için milletimizin parasını bu şirketlere yedirmeyeceğiz.” dediğimizde, “Sizden söke söke alırlar.” diyen Cumhurbaşkanı, milletimizin 4,7 milyar dolarını bu kişiden söke söke alamamıştır. AKP ne yaptı? TEKEL’i özelleştirdi; kıraç arazide yetiştirildikleri tütünle geçimini sağlayan 600 bin aile vardı, bugün 60 bin aile bile kalmadı. Türkiye'de 1936 yılından 2005 yılına kadar SEKA vardı, özelleştirildiği 2005 yılına kadar ülkenin kağıt ihtiyacını karşıladı; Afyon işletmesinde kamışın, Dalaman işletmesinde pamuk kozasını ekonomik değere dönüştürdü. AKP, SEKA'yı arazisinden bile ucuza sattı. AKP ne yaptı? Şeker fabrikalarını, TÜPRAŞ’ı, Etibankı, Sümerbankı, limanlarımızı, Soma Termik Santrali, İkizdere Hidroelektrik Santrali gibi onlarca santrali sattı. ÇAYKUR'u BOTAŞ'ı Türkiye Petrollerini ve daha sayısız kurumu Varlık Fonuna devretti. Zaman kısa, sattıklarınızın bu ülkeye maliyetini anlatmaya değil on dakika, on gün bile yetmez.
MİLLETİMİZİN AKP'YE GÜVENİ KALMAMIŞTIR, MİLLETİMİZİN NAZARINDA AKP’YE GÜVEN SIFIRLANMIŞTIR
AKP’nin milletin nazarında güvenini sıfırladığını kaydeden Milletvekili Dursun Ataş, “AKP’nin ‘Madde koyduk, satmayacağız’ sözlerine nasıl güvenelim? AKP’nin özelleştirme politikaları, iktidarın üretimden vazgeçip tüketime yönlenme alışkanlığı ve mevcut hükümet sisteminde Cumhurbaşkanının bir kararnamesiyle -İstanbul Sözleşmesi’nde olduğu gibi- kanunları Anayasa’yı hatta Meclisin iradesini dahi hiç sayıp her şeyi yapabilmesi karşısında sözlere nasıl inanılır? Bizim de milletimizin de AKP'ye güveni kalmamıştır. AKP, uyguladığı politikalarla milletimizin paralarını yandaşlarına peşkeş çekerek, kurumlarımızı yok pahasına satarak milletimizin nazarında güvenini sıfırlamıştır” dedi.
CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÛMET SİSTEMİNİN ÜLKEYİ FELAKETE SÜRÜKLEMESİ GİBİ ŞİRKETLEŞME DE MAKİNA VE KİMYAYI FELAKETE SÜRÜKLEYECEKTİR
 “Makine Kimyanın statüsünü neden değiştiriyorsunuz?” diye sorulduğunda  iktidar cephesinden “Hantal yapı nedeniyle teknolojik gelişmelerin sağlanması mümkün değil.” dendiğine dikkat çeken Ataş, şunları söyledi:  Ancak, kurumun bilançosu, hatta kurumun Genel Müdürünün yaptığı sunum bile savunmalarını boşa çıkarmaktadır. Nitekim, kurumun 2020 yılındaki net kârı 925 milyardır, AR-GE harcamaları da 78 milyon liradır; böylece en çok kâr eden kamu sanayi kuruluşları arasında ilk 3’te yer almıştır, dünyada 40’tan fazla ülkeye ihracat gerçekleştirmiştir. 2019 yılı kurumlar vergisi beyannameleri incelendiğinde en fazla gelir beyan eden mükellefler sıralamasında 41’inci sırada, KİT’ler arasında 4’üncü sırada ve savunma sanayi kuruluşları arasında 1’inci sıradadır. Kaldı ki Makina ve Kimyanın öncelikli amacı kâr etmek değil millî güvenliğimizdir. Tüm bunlardan sonra çıkıp hantal yapıdan bahsedilmesinin hiçbir inandırıcılığı bulunmamaktadır. Anlaşılan, böylesine gelir getiren bu Kurum birilerinin iştahını kabartmıştır ama efendiler, sizleri uyarıyoruz, Makina ve Kimya sıradan bir kurum değildir, millî güvenlik şirketleştirilemez, özelleştirilemez. Soruyoruz: Anonim şirket olursa şimdi yapılamayan neyi yapacaksınız, İhale Kanunu'ndan muaf tutarak ne amaçlanmaktadır, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yani milletin denetiminden bu şirketi kaçırarak ne yapılacaktır? “Daha hızlı ve daha etkin kararlar alacağız.” deniliyor, bu savunma bize tanıdık geliyor, biz bu senaryoyu hatırlıyoruz, tıpkı bu ucube partili hükümet sistemi geçirilirken bahsedildiğinin aynı konu, aynı şekilde bahsediliyor. Partili Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi getirilirken de bu gerekçe öne sürülmüş “Bu sistemde etkin ve hızlı kararlar alınacak, böylece bürokrasi azalacak, ülkemiz şahlanacak, uçacak, kaçacak.” gibi gerekçeler üretilmişti. Sonuç ne oldu? Kocaman bir hüsran. Gelinen noktada bu hükümet sisteminin ülkemizi felakete sürüklediği, ekonomik buhranlar yarattığı ve sayısız zararlara sebep olduğu ortaya çıktı. Şimdi aynı gerekçeler Makina ve Kimyanın şirketleşmesi için söyleniyor. Tıpkı partili Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ülkeyi felakete sürüklemesi gibi şirketleşme de Makina ve Kimyayı felakete sürükleyecektir. Amaç eğer hızlı kararlar almak ve nitelikli istihdam yaratmaksa bu şirketin yapısı korunarak ilgili kanunlarda düzenlemeler yapılır, bizler de destek veririz, Kurumun önünü açarız ancak maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmekse emin olun aziz milletimiz bunun hesabını sizden sorar. Makine ve Kimya çok önemli kurumdur. Makine ve Kimyanın ürettikleri Mehmetçik’in elinde olacak. Hepimizin canının güvencesi, Mehmetçik’in de canının güvencesi olacak bu Kurum için asla ve asla bir şirket statüsü düşünülemez. Bilindiği üzere, şirketler ticari hayatta kâr amaçlı faaliyet gösterirler ancak Makine ve Kimyanın öncelikli amacı kâr etmek değildir, asıl hedefi millî güvenliğimizdir.
BÜROKRATLARA, DANIŞMANLARA, YANDAŞLARA YENİ BİR MAAŞ ALANI YARATILACAK
Yerli ve milli olmaktan uzaklaşıldığını anlatan İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, “Bu teklif yasalaşırsa yönetim kuruluna savunma sanayisiyle alakası olmayan, yeterliliği olmayan kişiler getirilecek, tıpkı diğer kamu şirketlerinde olduğu gibi AKP'li eski siyasilere, bürokratlara, danışmanlara, yandaşlara yeni bir maaş alanı yaratılacaktır” sözleriyle de dikkat çekti.  Ataş, “Tutturmuşlar bir şirket türküsü. Her şey mi para, her şey mi dolar gözünüzde? Kıbrıs Barış Harekâtı'nda ne olmuştu hatırlayınız. Tüm dünyanın ambargosuyla karşılaştık. İşte, Makine ve Kimyanın ürettiği bu tür ürünleri kendimiz üretmezsek, yerli ve millî olmaktan uzaklaşırsak paramız olsa dahi dışarıdan bu tür ürünleri satın almamız mümkün olmayacaktır. Makine ve Kimya Kırıkkale’yi 13 haneli bir köyden 280 bin nüfuslu bir şehre dönüştürmüştür. Şimdi, Kırıkkaleli hemşehrilerimiz endişelidir. Kanun değişikliği kabul edilirse Makine ve Kimyada bir tane bile memur kalmayacaktır, nitelikli ve deneyimli personel bu köklü Kurumu terk edecek, ihtisaslaşmış iş gücü kaybı yaşanacak, kurum hafızası yok olacaktır. Bu teklif yasalaşırsa yönetim kuruluna savunma sanayisiyle alakası olmayan, yeterliliği olmayan kişiler getirilecek, tıpkı diğer kamu şirketlerinde olduğu gibi AKP'li eski siyasilere, bürokratlara, danışmanlara, yandaşlara yeni bir maaş alanı yaratılacaktır” diye konuştu.
ÜLKE VE MİLLETİN BEKASI DİYENLER MEHMETÇİK’İN MÜHİMMATINI YABANCILARA DEVREDEREK Mİ BEKA SAĞLAYACAK?
Meclis’teki konuşmasında “Sonuç olarak Türk devletinin millî güvenliği şirketleştirilemez” diyen İYİ  Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, “ Memleketin, ülkenin, milletin bekası’ diyenler makine kimyayı şirketleştirerek Mehmetçik’in mühimmatını yabancılara devrederek mi beka sağlayacak?” dedi.